Böbrekte kitle nedeniyle yapılan iğne kor biyopsileri ve tanı zorlukları
Journal Title: Turkish Journal of Pathology - Year 2009, Vol 25, Issue 1
Abstract
Amaç: Kitle lezyonları için böbrek iğne kor biyopsileri, sıklıkla ileri dönem böbrek hücreli karsinom ve çok sayıda kitle lezyonunun (primer böbrek hücreli karsinom veya metastatik böbrek kitlesi) olduğu durumlarda uygulanır. Patologların bakış açısından iğne biyopsisinin değerlendirmesinde sorunlar ve ipuçları tam olarak tanımlanmamıştır. Bu çalışmanın amacı deneyimlerimizi ortaya koymaktır. Gereç ve Yöntem: 2000-2008 yılları arası iğne biyopsisi olan olgular yeniden değerlendirildi ve histopatolojik özelliklerine göre 9 grupta sınıflandı. Grup 1-Berrak hücreli lezyonlar; Grup 2-Eozinofilik granüler hücreli lezyonlar; Grup 3-Tübülopapiller lezyonlar; Grup 4-İğsi hücreli lezyonlar; Grup 5-İnfiltratif tümörler; Grup 6-Küçük mavi hücreli tümörler; Grup 7-Kistik kezyonlar, Grup 8-Nekrotik ve fibrohistiyositik lezyonlar, Grup 9-Yetersiz materyaller. Her bir kategoride farklı immünhistokimyasal boyama paneli uygulandı. Bulgular: Bu çalışmada 47 olgunun, 52 iğne biyopsisi yeniden değerlendirildi. Olguların 46'sında (%88) yeterli materyal sağlandı. En sık böbrek hücreli karsinom (%49) saptanırken bunu metastatik tümörler (%15), lenfoma (%9) ve ürotelyal karsinom (%4) takip etti. Benign tümörler 3 olguda saptandı (%6). Biyopsilerin %19'unda tanı konulamadı. Olguların çoğunda ayırıcı tanı için immünhistokimya panelleri uygulandı. Tanı koyma açısından en sorunlu grup 2 ve 5 olup, sıklıkla immünhistokimya incelemelerine ve klinik korelasyona ihtiyaç duyuldu. Sonuç: Böbrek iğne biyopsisinde geniş aralıkta tümörlerle karşılaşılabilir ve tanı konulabilir. Yukarıda tanımlanan gruplar, yaklaşımı kolaylaştırır ve tanısal araç sağlar. Klinik korelasyon ve eş zamanlı immünhistokimyasal çalışma eozinofilik granüler hücreli lezyonlar ile infiltratif tümörlerde sıklıkla gereklidir ve daha doğru tanıya olanak sağlar.
Authors and Affiliations
Sait ŞEN, Banu SARSIK, Adnan ŞİMŞİR, Erkan KISMALI, Erhan GÖKMEN
Do the Well Known Prognostic Parameters in Pancreatic Ductal Adenocarcinoma Really Reflect Survival?
Objective: Pancreatic ductal adenocarcinoma is an aggressive tumor with short survival. In this study we aimed to investigate the effect of well-known prognostic parameters on survival in these tumors. Material and Meth...
Liponeurocytoma of the Left Lateral Ventricle
Liponeurocytoma has been recognized recently as a distinct clinicopathological entity by the World Health Organization. Although there are few cases described in the literature it has been accepted as a benign lesion. He...
Evaluation of p53 and Ki67 Expression Profiles in Basal Cell Carcinomas in a Usual and an Unusual Location
Objective: Owing to their importance in cell proliferation in cutaneous malignancies, we aimed to immunohistochemically compare the expression profiles of p53 and Ki67 in basal cell carcinoma (BCC) cases in both a usual...
Mucosal Malignant Melanoma of Nasal Cavity Recurring a Year After Radiotherapy
Objective: Sinonasal mucosal malignant melanoma is a rare entity. In this report we present a nasal mucosal malignant melanoma case with its histopathological and clinical features. Case Report: An 88-year-old female pa...
Malignant Melanoma Presenting as a Mediastinal Malignant Melanoma Presenting as a Mediastinal Unknown Primary Origin?
The most common site of primary malignant melanoma is the skin, however, virtually any organ system may be involved. Metastatic melanoma of unknown primary origin accounts for approximately 2-6% of all melanoma cases. Th...