Câhiliye Arap Toplumunda Kız Çocuklarının Katli Meselesi: İslam Tarihi Perspektifinden Değerlendirme

Journal Title: Cumhuriyet İlahiyat Dergisi - Year 2019, Vol 23, Issue 1

Abstract

İslâm gelmeden evvel Arap toplumunda ebeveyn arasında çocuklarına karşı sorumluluk duygusu gayet zayıftı. Ailenin reisi olan erkek, aile bireylerinin tamamını mülkü gibi görüyor ve onlara istediği şekilde davranıyordu. İslâm'dan evvel nasıl, ne şekilde ve niçin yapılıyorsa yapılsın kız çocuklarının gömülmesi, son derece çirkin ve insanlık dışı bir davranıştı. Bu çalışmamızda İslam’dan evvel Arap toplumunda hangi kabilelerde bu çirkin olayın başladığını ve hangilerinde daha yaygın olduğunu, toplumda o günün değer yargılarıyla olaylara yaklaşmayan, insanlık ayıbı denilebilecek bu olayları engellemeye çalışan vicdanlı ve erdemli insanların olduğunu görmek de mümkün olacaktır. İslâm'dan önce Arap toplumunda bu meselenin keyfiyetini ve mahiyetini ele almadan evvel İslâm'ın geldiği dönemde dünyadaki diğer medeniyetlerde kız çocuklarına karşı nasıl muamele yapıldığını görmek mevzuyu daha iyi anlamak için bizlere yardımcı olacaktır. Bununla beraber çalışmamızda Hz. Peygamber (s.a.v.) döneminde ve öncesinde bu âdetin sebepleri, ne kadar yaygın olduğu, erdemli insanların bu âdete karşı tutumları nasıldı? gibi akla takılan sorulara da cevaplar verilmeye çalışılacaktır. Özet: Kız çocuklarının diri diri gömülmesi veya çeşitli şekillerde katledilmesi sadece Araplara has bir durum değildi. O dönem dünyanın birçok yerinde insanlar ve hayvanlar, tanrılara şükretmek ve onların öfkelerini dindirmek için kurban edilirlerdi. Kız çocuklarının katli denildiğinde cahiliye Arap toplumu akla gelmektedir. Böyle olmakla birlikte o dönem dünyada diğer ülke ve milletlerin de Araplardan farkı bulunmuyordu. Bu dönemde diri diri gömme şeklinde olmasa da dünyanın farklı yerlerinde, değişik şekillerde kız çocuklarını öldürme hadisesi karşımıza çıkmaktadır. Cahiliye döneminde Araplar arasında erkek çocuklarını katledenler de karşımıza çıksa da genellikle bu muameleyle ailenin en zayıf üyesi olarak görülen kız çocukları muhatap olmaktaydı. Aile reisi olan erkekler bir veya en fazla iki tane kız çocuklarının olmasına tahammül gösterebiliyorlar; kız çocuklarının sayısı arttığında bunu çevresine karşı bir ar meselesi olarak kabul ederek yeni bir kız çocuğu doğduğunda onu katletme yoluna gidiyorlardı. Arap yarımadasında -zengin tüccar aileler müstesna- ev geçindirmek çok zordu ve aileler kıt imkânlarla hayatlarını devam ettirmeye çalışıyorlardı. Kullanılan gıda ve giyim malzemeleri genellikle dışarıdan gelmekteydi ve son derece pahalıydı. Dolayısıyla paraya ve para getirecek aile üyelerine ihtiyaç vardı. Çok erkek evladı demek, çok paranın yanında izzet ve şeref manasına da geliyordu. O günkü ekonomi, elitlerin yaptığı ticaret dışında yağma ve talana dayanmaktaydı. Bu sebepten kişinin güçlü olması gerekiyordu. Kız çocuğun doğumu onlar için sevinç ve mutluluk yerine utanç, üzüntü ve keder manasına geliyordu. Karısı doğum yapan erkek heyecanla haber beklerdi. Erkek çocuk haberi geldiğinde aşırı sevinirken kızı olduğunu öğrendiğinde ise üzülürdü. Bir kişiye “Kız çocuğun oldu.” dendiğinde, utancından ne yapacağını ve insanlardan nasıl saklanacağını bilemezdi. Arap kabilelerinin geneline bakıldığında kız çocuklarını gömme âdeti toplumun tamamına yayılmamıştı. Kız çocuğunu gömerek katletme meselesi şehirden çok çölde yaşayan bedevi Araplar arasında yaygındı. Arapların efendileri olarak kabul edilebilecek olan Kureyş kabilesi içinde bu âdeti görmek son derece zordu. Câhiliye ve İslâm Tarihi kaynakları incelendiğinde bu çirkin âdet ile ilgili örneklerin genellikle İslâm’a yakın dönemde gerçekleştiği görülmektedir. Bu konuda toplum hafızasının yorum yapacak kadar zengin olmadığı anlaşılmaktadır. Bunun temel sebebi ise Arap toplumunun yazılı değil şifahî bir kültüre sahip olmasıdır. Cahiliye Arapları için kızları utanç vesilesiydi. Onlar kızları zinaya bulaşmadan nikahla dahi evlense çocuklarını başkası ile evlendirmekten ise onu toprağa vermeyi daha hafif görüyorlardı. Temel sebeplerinden biri kıskançlık idi. Eldeki veriler bu âdetin daha çok bedeviler arasında ve özellikle de kız çocuklarını gömme âdetinin başladığı kabul edilen Temim kabilesi ile ona yakın civar kabilelerde daha yoğun bir şekilde uygulandığını göstermektedir. Arap kabileleri arasında en kıskançlarının Rebia' kabilesi olduğu da söylenir. Bu özelliğinden dolayı kız çocuğunu diri diri gömme âdetinin ilk olarak bu kabilede başladığı kabul edilir. İslâm'dan önce Arap toplumu cehalet ve güçsüzlere yapılan zulümlerle bilinse de insanlar arasında akıllı ve vicdanı tamamen ölmemiş kişiler de bulunmaktaydı. Toplumda kız çocuklarını diri diri gömenler olsa da insanlık onurunu yerle bir eden bu âdetten rahatsız olan bazı insanlar, cahil ve zalim babaları engellemeye çalışmaktaydılar. Bunlardan en bilineni Temim kabilesine mensup meşhur câhiliye şairi Ferezdak'ın dedesi Sa’sa'a b. Nâciye idi. İslâm'dan önce kız çocuklarını diri diri gömme davranışının temel gerekçelerinden biri belki de en önemlisi fakirlik korkusuydu. Birçoğu açlık sınırında yaşayan bu insanlar erkekten daha az işe yaradığını düşündükleri kızları, aileleri için yük olarak kabul ediyor ve uğursuz kabul ettikleri fakirlik korkusu ve aç kalma endişesiyle kız çocuklarını gömüyorlardı. Kız çocuklarının katledilmesinin sebeplerinden bir tanesi de namus anlayışıydı. Cahiliye de bir erkek bir kadınla evlenirken namus duygusu aklına gelmezken, kendi kızını başkasıyla evlendirirken bunu bir namussuzluk ve ar meselesi olarak görür ve “kızımı evlendirmektense onu kendi ellerimle toprağa vermek bana daha tatlıydı” diyecek kadar utanç duyardı. Araplar arasındaki namus kaygısının temelinde de kızlarının ve kadınlarının bir gün düşmanın eline geçmesi ve bu şekilde kendisi için bir ar meselesi olma düşüncesi yatmaktaydı. Zira İslâm'dan önce Arap toplumunda bir kadının kız doğurması ile evine namus lekesi ile gelmesi birdi. Esir edilen bu kadınların ve kızların fuhşa zorlanma ihtimalleri de bulunmaktaydı. Câhiliye toplumunda kadınlar ve kız çocuklarının namusu için başka bir tehlike de toplumdaki zina temayülü idi. Kimsesiz ve himayeden yoksun kadınların namusu tehlike altındaydı. Arapların soylularının sıfatlarından bir tanesi de gurur ve kibirdi. Eğer biri ona büyüklük taslar da kendisi ona karşılık vermezse korkak olarak nitelendirilirdi. Câhiliye insanın hareketlerine de tamamen bu kibir hakim olmuştu. Onların gözünde dengi olmayan biriyle evlenmek o kadar kötüydü ki, öyle birileri ile evlenmektense ölmeleri daha evlaydı. Bu işi bir nevi kız çocuklarına acıdıkları, onlara merhamet ettikleri için yapıyorlardı. Onlara göre kız çocukları çok ağır olan hayat yükünü omuzlayamazlardı. İslâm'dan evvel kız çocuğunu katletmenin çok çeşitli yolları bulunmaktaydı. Fakat bunlar arasında en yaygını, onu daha önce kazdığı çukura itip üzerine toprak atarak canlı canlı gömmekti. Kız çocuklarını kazılan çukurlara atarak öldürmeleri en çok kullanılan yöntem olmakla birlikte, onların suda boğularak, kuyuya atılarak veya boğazlanarak katledildikleri de olurdu.

Authors and Affiliations

Keywords

Related Articles

İlkokul Öğrencilerinin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi ile Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenine İlişkin Metaforları

Bu araştırmada, ilkokul 4. sınıf öğrencilerinin Din Kültür ve Ahlak Bilgisi dersine ve bu dersin öğretmenine ilişkin algılarını metaforlar aracılığıyla incelemek amaçlanmıştır. Bu çalışmada nitel araştırma desenlerinden...

Emevîlerde Haccâc b. Yûsuf Döneminden İtibaren Mevâlîden Cizye Alınması ve Arka Planı

Emevî Devleti kendi medeniyet havzasında ve Batı’da farklı boyutlarıyla çokça eleştirilmiştir. Aslında bu normal bir durumdur. Çünkü devlet tecrübesi olmayan Hicaz Arapları kısa sürede çok uluslu ve kültürlü bir devlete...

Alâüddevle Simnânî’nin Tasavvufî Eğitim Anlayışı Bağlamında Âhiret

İslâm’da iman edilmesi emredilen esaslardan biri olan âhiretle ilgili meseleler hem kelamcılar hem de sûfîler tarafından çeşitli yönleriyle ele alınmış ve zaman zaman farklı yorumlara konu olmuştur. Âhiretle ilgili temel...

İslâm Hukukunda Kamu Otoritesinin Çok Eşliliği Sınırlandırması

Çok eşlilik (polijini/teaddüd-i zevcât), yani erkeğin aynı anda birden fazla kadınla evlenmesi insanlık tarihinde bilinen ve uygulanan bir olgudur. İslâm hukuku da belirli şartların ve gerekçelerin bulunması halinde çok...

10.18505/cuid.535105

Hz. Muhammed’e duyulan sevginin yansıması olarak birçok mevlid yazılmıştır. Süleyman Çelebi’nin (ö. 825/1422) Vesiletü’n-necât’ı, Türk edebiyatında bu türün kurucu eseri olarak kabul edilmiştir. Vesiletü’n-necât’ın etkis...

Download PDF file
  • EP ID EP614793
  • DOI 10.18505/cuid.535105
  • Views 94
  • Downloads 0

How To Cite

(2019). Câhiliye Arap Toplumunda Kız Çocuklarının Katli Meselesi: İslam Tarihi Perspektifinden Değerlendirme. Cumhuriyet İlahiyat Dergisi, 23(1), 441-460. https://europub.co.uk/articles/-A-614793