DİL POLİTİKALARI VE DİL HAKLARI ÜZERİNE TEORİK ÇERÇEVE
Journal Title: İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi - Year 2017, Vol 8, Issue 2
Abstract
Dil, genel anlamda tarihte ilk kez modern dönemde politikleşmiş ve politik bir araç olarak kullanılmıştır. Dil politikaları, ulusçuluğun ‘‘ulus’’u ortak bir kimlik çerçevesinde inşa etme süreciyle ortaya çıkmıştır. Dil politikalarının çerçevesi, genellikle ulus-devletlerin ‘‘ulusal kimlik’’ politikaları tarafından şekillendirilmiştir. Bu bağlamda, ulus-devletlerin en çok başvurduğu dil politikası, dilsel homojenleştirmeyi hedefleyen ve asimilasyonist bir niteliğe sahip olan tek dillilik politikası olmuştur. Bu dil politikası, devletin seçmiş olduğu dilin dışındaki dillerin tedricen kamusal hayattan çıkarılmasına ve bazı dillerin yok olmasına neden olmuştur. Asimilasyonist dil politikaları ile dil hakları arasında doğal bir ‘‘çatışma’’ bulunmaktadır. Dil hakları, asimilasyoncu politikaların ‘‘asli haksızlıklarına’’ karşı, bir hak talebi ve var olma ‘‘mücadelesi’’ olarak ortaya çıkmıştır. Dil hakları, asimilasyon politikalarını kısmen aşındırmış ve çok dillilik politikalarını meydana getirmiştir. Diğer bazı haklarla da ilintili olan dil haklarının boyut ve niteliklerinin belirlenmesi, kısmen dile yüklenen anlam ve işlev ile ilgili bir durum olmuştur. Ontolojik olarak insanın en temel unsurlarından birini oluşturan dilin, temel olarak iletişimsel ve kimliksel iki işlevi bulunmaktadır. Bu fonksiyonlar çerçevesinde tanınacak dil haklarının dayanakları, mahiyet ve özellikleri ile ilgili çeşitli tartışmalar yapılmaktadır. Bu makale, dil politikaları ve dil haklarının mahiyetine yönelik teorik bir inceleme yapmayı amaçlamaktadır.
Authors and Affiliations
Salim ORHAN
Türk Ticaret Kanunu’nun 7. Maddesinde Öngörülen “Ticari İşlerde Teselsül Karinesi” Tam Anlamıyla Uygulanabilir Durumda mıdır?
Yakın zamanda yürürlüğe giren 6102 Sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda (“TTK”) (m. 7), tıpkı 6762 Sayılı Eski Türk Ticaret Kanunu’nda (“eTTK”) olduğu gibi, ticari işler nedeniyle birlikte borç altına girmede ve ticari iş...
ANLAŞMALI BOŞANMADA EŞLERİN YAPTIKLARI ANLAŞMA
Evlilik birliğini sonlandırmak isteyen eşlerin dayanabileceği boşanma sebeplerinden birisi de anlaşmalı boşanmadır. Anlaşmalı boşanmaya hükmedilmebilmesi için eşlerin boşanmanın mali sonuçlarına ve çocuğun durumuna ilişk...
İÇTİHAT DEĞİŞİKLİĞİNİN GEÇMİŞE ETKİSİ: METODOLOJİK ÇOĞULCULUK AÇISINDAN BAZI DÜŞÜNCELER
Bu eser, “L’effet rétroactif du changement de jurisprudence: quelques reflexions àl’aune de pluralisme méthodologique” başlığıyla, Fransızca olarak “Une empreinte surle Code civil”, Mélanges en l’honneur de Paul-Henri St...
ONUNCU YILINDA BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ENGELLİ KİŞİLERİN İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ VE SÖZLEŞME RUHU
Bu çalışma, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilmesinin üzerinden on yıla yakın bir süre geçen Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’ne (CRPD) yönelik kısa bir değerlendirmeyi ve Sözleşme çerçe...
AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ KAPSAMINDA MALVARLIĞI HAKLARININ KORUNMASINDA TİCARET ŞİRKETİ ORTAKLARININ BAŞVURUCU SIFATININ DEĞERLENDİRİLMESİ VE TÜZEL KİŞİLİK PERDENİN KALDIRILMASI TEORİSİ
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, bazı kararlarında, gerçekte ticaret şirketinin mağdur olduğu durumlarda şirket yerine ortakları da başvurucu olarak kabul etmektedir. Bu, şirketler hukukunda sıklıkla uygulanan tüzel kişil...