ENVIRONMENTAL POLICIES AND FISCAL INSTRUMENTS IN THE CONTEXT OF SUSTAINABLE DEVELOPMENT: AN ANALYSIS OF ENVIRONMENTAL TAXES
Journal Title: Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi - Year 2018, Vol 5, Issue 3
Abstract
Environmental problems that have largest externalities among global commodities and that cause damages affecting future generations, exceed the limits to be solved by market solutions or countries' own efforts. Prevention or reduction of the negative effects and damages of such externalities is only possible with the solutions and measures including global business associations, international agreements, cooperation and universal approaches. In this context, environmental policies are crucial in terms of achieving sustainable development and providing concrete environmental improvements. Environmental problems and factors such as trying to realize sustainable development within these problems have exacerbated the need for regulatory effects of environmental taxes. Environmental taxes are one of the most important fiscal policy instrument used in internalizing “negative externalities”. In the study, environmental policies and applied financial instruments are addressed in the framework of sustainable development; environmental taxes are examined conceptually and in terms of scope; and environmental taxes are evaluated comparatively for both developed countries and Turkey. GENİŞLETİLMİŞ ÖZET Sürdürülebilir kalkınma anlayışı, çevreye duyarlılık ve ekonomik büyüme paradoksunun tezlerini bir sentez haline getirmiştir. Sürdürülebilir kalkınmanın ekonomik kalkınmada bir araç olabileceği ve çevreye karşı duyarlı üretim politikaları yaparak da kalkınmanın mümkün olduğu ve bu ikilinin birbirini tamamlaması gerektiği bu anlayışın temelini oluşturmaktadır. Sürdürülebilir kalkınma çerçevesinde uygulanacak çevre politikalarının önemi büyüktür. Çevre politikası geniş anlamıyla çevre sorunlarının çözümü için geleceğe yönelik olarak alınması gereken tedbirlerin ve benimsenen ilkelerin bütününü oluşturur. Türkiye, çevre politikaları açısından anayasada, ilgili yasalarda ve kalkınma planlarında çevre ile ilgili düzenlemelere yer vermiş ve çevre ile ilgili birçok uluslararası sözleşmeye taraf olmuştur. Sürdürülebilir kalkınma amacına ulaşmada büyük önem taşıyan mali araçlar, ekonomik aktörlerin önündeki alternatif davranış seçeneklerinin maliyet ve faydalarını etkileyerek onları çevre lehine davranışta bulunmaya yönelten araçlardır. Mali araçların başında çevre vergileri (düzenleyici vergiler) gelmektedir. Çevre vergileri “negatif dışsallıkların” içselleştirilmesinde kullanılan en önemli maliye politikası araçlarından birisidir. Çalışmada, çevresel mali araçlar olarak; çevre vergileri, sübvansiyonlar, harçlar, kirlilik izni ve doğrudan kontrollere yer verilmiştir. Çalışma konusu gereği, bu araçlardan çevre vergileri ayrıntılı olarak incelenmiştir. Bu çalışma, sürdürülebilir kalkınma çerçevesinde çevre politikalarının ve uygulanan mali araçların incelenmesini, söz konusu mali araçlar içerisinde önemli bir yeri olan çevre vergilerinin kavramsal ve kapsam olarak araştırılmasını ve çevre vergilerinin hem gelişmiş ülkeler hem de Türkiye açısından karşılaştırılarak değerlendirilmesini amaçlamaktadır. Bu kapsamda, çalışmanın ilk aşamasında konu ile ilgili literatür taraması yapılarak sürdürülebilir kalkınma kavramı üzerinde durulmuş, kalkınma-çevre etkileşim sürecinden bahsedilmiş, Türkiye‟deki çevre politikalarına değinilmiştir. Daha sonra çevre politikasının mali araçları içerisinde önemli bir yeri olan çevre vergilerinin gelişimi hem AB ülkeleri hem de Türkiye açısından incelenmiştir. Çevre vergileri; enerji, katı atık, ulaştırma-motorlu taşıtlar vergileri ile diğer vergiler ve harçlar şeklinde ele alınarak değerlendirilmiştir. Sonuç kısmında ise, özellikle Türkiye‟deki çevre vergileri ile ilgili değerlendirmeler yapılarak önerilerde bulunulmuştur. Sonuç ve Değerlendirme: Günümüzde çevresel sorunlar, bu alanda çeşitli önlemlerin alınmasını zorunlu hale getirmiş, sürdürülebilir kalkınma anlayışına uygun çevre-ekonomi entegrasyonuna öncelik ve önem veren politikalar geliştirilmiştir. Uluslararası zirve ve protokollerde konunun önemi ele alınmış ve Türkiye de bu alanda çeşitli düzenlemeler ve uygulamalar gerçekleştirmiştir. Küresel mallar içinde dışsallıkları en fazla olan ve gelecek nesilleri de etkileyebilecek zararlara yol açan çevre sorunları, piyasa çözümleri veya ülkelerin kendi çabaları ile çözümlenecek sınırı aşmaktadır. Dolayısıyla, çevre sorunları ve sürdürülebilir kalkınmanın bu sorunlar içerisinde gerçekleştirilmeye çalışılması gibi unsurlar çevre vergilerinin düzenleyici etkilerine duyulan ihtiyacı şiddetlendirmiştir. Çevre vergilerinin en olumlu tarafı, karlar ya da ücretler üzerinden değil, zararlı atıklar ya da kullanılan enerji ürünleri üzerinden alınmasıdır. Dolayısıyla mevcut vergilere göre mükellefler tarafından benimsenmeleri ve uygulanmaları çok daha kolaydır. Çevreye zarar verenin bunun maliyetine katlanması, yani maliyetin “kirletene ödettirilmesi” de adalet ve etkinlik ilkelerine oldukça uygundur. Ülkemizde uygulanan başlıca çevre ile ilgili vergiler Eurostat istatistiklerindeki gruplandırmaya uygun olarak değerlendirildiğinde; enerji vergileri (akaryakıt) ve ulaştırma vergilerinin (motorlu taşıtlar) ağırlığının yüksek bir seviyede olduğu görülmektedir. Türkiye‟de çevre alanında en önemli gelirler çevresel vergilerden sağlanmaktadır. Türkiye‟de çevre ile ilgili vergiler; çevre temizlik vergisi, motorlu taşıtlar vergisi, akaryakıt tüketim vergisi, taşıt alım vergisi, özel tüketim vergisi (ÖTV), katma değer vergisi (KDV) ve harçlar üzerinden alınmaktadır. Yapılan değerlendirmeler ışığında, 2016 yılında OECD-Avrupa‟da çevre vergilerinin GSYH‟ya oranının ortalama %2,5 olduğu görülmektedir. Türkiye‟de ise bu oran %3‟ün üzerindedir. Çevre vergilerinin toplam vergi gelirleri içerisindeki payı ise OECD-Avrupa‟da ortalama %6-7 aralığında iken, Türkiye %13,23 oranıyla toplam vergi gelirleri içerisinde çevre vergilerine en yüksek pay ayıran ülke konumundadır. Eurostat istatistiklerine göre de durum farklı değildir. Türkiye, AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında çevre vergilerinin GSYH‟ya oranının yüksek olduğu bir ülkedir. Toplam çevresel vergi gelirleri içerisinde özellikle enerji vergileri alanında da Türkiye birçok AB üyesi ülkenin önünde yer almaktadır. Türkiye çevre politikaları kapsamında sera gazı emisyonlarının azaltılmasını öngören Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine dahil olmuş ve Kyoto Protokolüne taraf olma prosedürünü başlatmıştır. Türkiye‟de çevre konusunda birçok alanda çevre kirliliğini önlemeye yönelik düzenlemeler yapılmış ve teşvikler getirilmiştir. Bütün bunlar çevre kirliliğinin önlenmesi için atılan önemli adımlardır. Ancak benzer gelişme vergi politikası alanında çok etkin olarak gözlenmemiştir. Bu alandaki vergilerin çoğunlukla çevreyi koruma amacına değil de, gelir sağlama amacına hizmet ettiği görülmektedir. AB ve OECD ülkelerinde vergilerin “yeşil” hale getirilmesi, mevcut vergilerin çevre ile uyumlu hale getirilerek yeniden düzenlenmesiyle ve kirlilik yaratan faaliyetlerin diğerlerinden daha ağır vergilendirilmesiyle gerçekleştirilmektedir. Dolayısıyla kapsamlı bir yeşil vergi reformunun gerçekleştirilmesi önem arz etmektedir. Yapılacak yeşil vergi reformu sayesinde bir taraftan çevrenin korunması için gereksinim duyulan fonlara kaynak sağlanması, diğer taraftan da emeğin vergi yükünün düşürülerek kaynak dağılımında etkinliğe ulaşılması mümkün olabilecektir. Türk vergi sisteminde çevresel amaçlara önem veren, çevre kirlenmesinin önlenmesine hizmet eden, sadece çevrenin değil, doğal kaynakların korunması, bunların aşırı tüketiminin engellenmesi, madde ve malzemenin geri kazanımı ve yeniden kullanımını sağlayan vergi veya mali bir mekanizma ya da teşvik uygulaması gibi yeni düzenlemelere ihtiyaç bulunmaktadır. Türkiye‟de çevre sorunları ile mücadelede uygulanan politikaların beklenen kapsamda ve etkinlikte gelişmesi için çevre bilincinin geliştirilmesi de önem arz etmektedir.
Authors and Affiliations
Düriye Toprak
İÇERİDEN ÖĞRENENLER TİCARETİNE YAKLAŞIMLAR
İçeriden öğrenenler ticareti, piyasaların şeffaflığını engellemekte ve yatırımcıların piyasaya güvenini sarsmaktadır. İçeriden öğrenenler ticareti günümüzde birçok finansal piyasada yasaklanmış olmasına rağmen, yasaklanm...
DO MACROECONOMIC VARIABLES HAVE A SYMMETRIC OR ASYMMETRIC EFFECT ON NON-PERFORMING LOANS? EVIDENCE FROM TURKEY
In this study, the existence of the relationships between non-performing loans and macroeconomic variables for the monthly data of the Turkish banking sector between January 2005 and August 2018 were analysed through the...
A STUDY ON THE HEALTHCARE SERVICE QUALITY EXPECTATION AND PERCEPTION OF PATIENTS
This study was aimed to measure the quality of health services which expected and perceived by adult patients who were referred to the health institution and to provide feedback to the institution. In the study, the Serv...
TÜRKİYE’DE FAALİYET GÖSTEREN MEVDUAT BANKALARININ PERFORMANS ANALİZİ: BÜYÜKLÜK VE SAHİPLİK YAPISI AYRIMIYLA BİR KARŞILAŞTIRMA
EXTENDED SUMMARY Background Today, since the competition in every kind of market intensifies, business entities must measure and review their performance regularly to survive in highly competitive environment. As competi...
ŞİDDETE MARUZ KALAN YA DA BARINMA SIKINTISI YAŞAYAN KADINLARIN SOSYAL VE EKONOMİK DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ
Kadına yönelik şiddet toplumun her kesiminde karşılaşılan ve artarak devam eden sosyal bir problemdir. Konuyla ilgili her ne kadar önlem alınsa da şiddet her geçen gün kadınların hayatını daha fazla etkisi altına almakta...