Gün Ve Geleceği Iskalama Tercihinin Aşkın Formu: Kutsal Gelenek Perspektifi
Journal Title: ULUSLARARASI DORLİON AKADEMİK SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ (DASAD) - Year 2023, Vol 1, Issue 1
Abstract
Öz Geçmişi ve dahi kutsal yaşanmışlık süreçlerini tanıma babında her daim ilkesel duruş üzerinden hareket etmek gerekmektedir. Aksi takdirde dünü değerlendirme yerine kutsal form hâline getirme iradesi öne çıkacaktır. Hatta oldukça yakından anlamaya çalışırken bize sunulan bazı aşamaların değişik sendromlara dokunduğu görülmektedir. Buna göre, yaşanan ile yaşanması gerekenin bilindiği kadarıyla ilkeden ziyade tutumları öne aldığı rahatlıkla söylenebilir. Mamafih oldukça anlamsız hatta son derece katkısız bir duruşu haber veren tarihsel yaşanmışlık hatta tercihlerin bazılarının yaşanır kutsallık formu gibi sunulması tercihi, bu süreçler bağlamında son derece bölücü ve dahi gereksiz, hatta bir o kadar da anlamsız bir olgu gibi gözükmektedir. Buna göre, İslâm ya da Müslümanlığın teşekkül devri geleneğinin daha başından itibaren anlatma iradesi olarak savaş ve çatışma süreçleri üzerinden tarihsel birikime konulması, esasında geleneğin varlık nedeni olan ‘insan yetiştirme düzeni’ ile değil, ‘insanı hesaba çekme’ ya da ‘yok etme’ tercihi hatta gerekliliği üzerinden anlatma iradesi ön plana çıkmaktadır. Bu tercihin din olgusuna katkı sunmaktan ziyade onu beşerî oluşumların gerekli aygıtı olarak anlamaya duçar kılar ki, gelinen ve tercih edilen bu aşamanın din olgusunu ilkesel olarak değil, yaşanmış olgular sürecinde ele alındığını göstermektedir. Atılan bu adımın beşer tercihi olması ise, beşerin dünyasında gerekli olanın her durumda yaşanır bir olgu olması kadar her dem hayat bulmasına imkân sunmadığını açıklamaktadır. Tarihsel birikimin bize bıraktığı en değerli örneklem, dünü anlamaya çalışırken ezberlenip dayatılan kutsal forma değil, beşerin zamansal, tarihsel ve de coğrafî duruşu nedeniyle yaşanmışlık tecrübesine dayalı olarak ele almanın gerektiği hususudur. Bu eğilimin günü değerlendiren insan için hem pozitif kaynak hem de yaşamsal tecrübenin bıraktığı olası güvenlik çemberi olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Aksine durumların oluşması segmentinde öne alınan şeyin, mutlak surette dünle sınırlandırılan yaşam ve kalite formu olduğu seçeneğidir. Üstelik de bahsedilen yaklaşımın kendi açısından olmasa bile muhatap olduğu her basamakta geleceği atlama seyrinin ardından günü yaşayan değil, dünü kutsallaştıran negatif bir irade eğilimine fırsat sunduğu tespiti, uzun süredir tecrübe edilen bir değerlendirme ölçeğidir. Abstract It is always necessary to act on a principled stance in recognizing the past and even sacred processes of experience. Otherwise, the will to turn yesterday into a sacred form instead of evaluating it will come to the fore. In fact, while trying to understand it quite closely, it is seen that some of the stages presented to us touch different syndromes. Accordingly, it can be easily said that what has happened and what should happen, as far as is known, emphasizes attitudes rather than principles. Nevertheless, the preference for presenting some of the historical experiences and even preferences as a form of holiness that is lived, which is quite meaningless, even quite unhelpful, seems to be a very divisive and even unnecessary, even meaningless phenomenon in the context of these processes. Accordingly, the fact that the tradition of the period of the formation of Islam or Islamism is put into historical accumulation through the processes of war and conflict as the will to narrate from the very beginning, in fact, the will to narrate through the preference or even necessity of 'holding human beings to account' or 'destroying' rather than the 'human upbringing order', which is the raison d'être of the tradition, comes to the fore. Rather than contributing to the phenomenon of religion, this preference leads to understanding it as a necessary apparatus of human formations, which shows that this stage that has been reached and preferred shows that the phenomenon of religion is handled not in principle, but in the process of lived phenomena. The fact that this step is a human preference explains that what is necessary in the world of human beings does not provide the opportunity for it to come to life in every situation as much as it is a phenomenon that can be experienced in every situation. The most valuable example left to us by historical accumulation is that when trying to understand yesterday, it is necessary to consider it based on lived experience due to the temporal, historical and geographical stance of human beings, not on the sacred form that is memorized and imposed. It should be kept in mind that this tendency is both a positive source and a possible circle of safety left by the lived experience for the person who evaluates the day. On the contrary, what is emphasized in the segment of the occurrence of situations is the option that it is the form of life and quality that is strictly limited to yesterday. Moreover, it is a long-experienced evaluation scale that the mentioned approach, even if not from its own point of view, offers an opportunity for a negative will tendency that sanctifies yesterday rather than living the day after the course of skipping the future at every step it deals with.
Authors and Affiliations
Namık Kemal Okumuş
İnsandan Hayvana Ve Hayvandan İnsana Mağduriyetin Medyadaki Sunumunun Sosyolojik Analizi
Dünyada ve Türkiye’de gündelik hayatın içinde en çok tartışılan konulardan biri de insandan kaynaklı hayvan mağduriyetleri ile hayvandan kaynaklı yaşanan insan mağduriyetleridir. İnsan ve hayvan arasında olan ilişki çok...
Vakf Prensibini Benimseyen Usûlcülerde Emir Ve Nehyin Delaleti: Bâkıllânî Örneği
Bu makalede, Bâkıllânî'nin emir ve nehyin delaletini ele alma şekli, özellikle Vâkıfıyye perspektifinde değerlendirilmiştir. Usûl âlimleri arasında emir ve nehiy konusunda çeşitli görüş ayrılıkları bulunmaktadır. Bu fark...
Manevı̇ Teslı̇mı̇yet: Bektaşilik Tarı̇hinde Yoldaşlıktan Hı̇yerarşı̇ye
Öz Bektaşilikle ilgili inanç ve uygulamalar sistemi bir tür kurtuluş teolojisine karşılık geliyor gibi görünürken, Bektaşi gruplarının yapısı, geleneksel olarak karizmatik gruplar olarak bilinen dini örgütlenme türüne...
A Crime against Humanity and the Tragedy of Genocide: An Evaluation That Israel Should Be Sued for State Terrorism against Palestinians
Israel, which has been oppressing the people of the region, especially Muslims, since its establishment in the Palestinian territories, acts almost like a terrorist organization. As a recent development, since October 7,...
Kültürleşme Ölçeği: Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması
Tarih boyunca insanlar, çok farklı nedenlerle (savaş, doğal afet, ekonomik vb.) bireysel ya da kitlesel olarak farklı coğrafyalara göç etmişlerdir. Göç sonucunda farklı kültürler temasa geçtiğinde, bireyler ve toplulukla...