Kolonoskopi Hastalarında Bilinçli Sedasyon ve Analjeziye Nonopioid Bir Yaklaşım; Propofol – Ketamin (Ketofol)
Journal Title: Yeni Yuzyil Journal of Medical Sciences - Year 2020, Vol 1, Issue 4
Abstract
Çalışmamızda tanısal kolonoskopide bilinçli sedasyonda uygulanan 1:3 Ketamin / Propofol (Grup-I) ve Petidin / Propofol (Grup-II) kombinasyonlarını; toplam ilaç dozu, indüksiyon, sedasyon-derlenme süreleri, hasta-endoskopist açısından işlem memnuniyeti, hemodinamik, solunumsal parametrelere etkileri ve saptanan diğer yan etkiler açısından karşılaştırdık. ASA I-II 60 hasta çalışmaya katıldı. G-I’de indüksiyon süresi 2,15±0,38 dk., derlenme süresi 22,12±6,23 dk. olarak saptandı. Toplam 67,81±14,38 mg. propofol kullanıldı. G-II’de ise indüksiyon süresi 3,97±1,26 dk., derlenme süresiyse 12,85±3,79 dk. olarak ölçüldü. Propofol dozu 79,88±17,59 mg. oldu. G/I-II arasında toplam propofol dozu, indüksiyon-derlenme süreleri açısından istatistiksel anlamlı fark varken, kolonoskopi-sedasyon süresi açısından fark saptanmadı. OAB’da G-I’de grup içi karşılaştırmada hiçbir ölçümde istatistiksel anlamlı düşüş saptanmazken G-II’de 5. dakikadaki ölçüm işlem öncesine göre istatistiksel anlamlı azaldı. Gruplar arası karşılaştırma da ise herhangi bir fark saptanmadı. KAH ve SpO2’de ise her iki grupta da grup içi ve sonrasında yapılan gruplar arası karşılaştırmada istatistiksel anlamlı fark yoktu. G I’de kolonokopi sırasındaki VAS değerleri 1,36±1,14 iken G-II’de 2,13±1,49 olarak bulundu. Aradaki fark istatistiksel olarak anlamlı olmasına karşın her iki değerde ağrı sınırının altında kaldı. İşlem sırasında RSS’de G-I ve II arasında istatistiksel olarak anlamlı fark görülmesine karşın her iki grupta da çalışma öncesi hedeflenen sınırlar ise G-II’de RSS ve OAA/S belirgin olarak düşüktü ve istatistiksel fark anlamlıydı. AKŞ’de grup içi karşılaştırmalarda ve gruplar arası kolonoskopi öncesi değerlerde fark saptanmazken işlem sonrası KŞ değerleri arasındaki fark G-I’de istatistiksel olarak anlamlı artmış bulundu. Ancak değerler hiçbir hastada hiperglisemi sınırlarını geçmedi. Hiçbir hastanın kolonoskopisi sedasyon ilaçlarının yan etkileri nedeniyle yarıda bırakılmadı ve hastane yatışı gerekmedi. Yan etki olarak arada istatistiksel fark olmasa da bulantı, kusma G-II’de, genel halsizlik, baş ağrısı-sersemlik G-I’de daha sıktı. Ancak uyanırken rüya görme-sayıklama gibi psikomimetik yan etkiler sadece G-I’de görüldü. Hasta-endoskopist memnuniyeti açısından G-I/II arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı değildi. Sonuç olarak tanısal endoskopi hastalarında, hasta-hekim memnuniyetinin üst düzeyde olması, opioid kullanımı istenmeyen hastalarda ketaminin iyi bir alternatif olduğunu düşündürmektedir. Ancak psikomimetik etkileri engellemek amacıyla ketamin dozunu azaltmanın mümkün olabileceğini, 3:1 yerine 10:1, 20:1 gibi seçeneklerin irdelenmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Ancak düşen ketamin dozunun propofolun respiratuvar sisteme olan negatif etkilerini antagonize edemiyebileceği, respiratuvar komplikasyonların görülebileceği hatırlanmalıdır.
Authors and Affiliations
Ali HASPOLAT, Yaşar Gökhan GÜL, Tülin AKARSU AYAZOĞLU, Tuncer KOÇAK, Ali Şefik KÖPRÜLÜ
Forensic Nursing Science: An Evolution of the Global Forensic Sciences
As the science of nursing has merged with the forensic sciences and criminal justice systems, a distinctive discipline has evolved: Forensic nursing science. This emergent science has evolved in response to the conse...
Miadında Doğumda Serebral Palsi’ye Yol Açan İntrapartum Risk Faktörlerine Yaklaşımın Yeniden Değerlendirmesi
Serebral palsi (SP), hareket ve postür bozuklukları başta olmak üzere, sıklıkla kas-iskelet ve/veya nörolojik bozuklukların da eşlik ettiği bir semptom kompleksidir. Zamanında doğmuş bebeklerde SP insidansı her 1000...
Anestezi Türünün Ameliyat Öncesi Anksiyete Düzeyine Etkisinin Belirlenmesi
Amaç: Araştırma, elektif cerrahi hastalarına uygulanacak olan anestezi türünün, hastaların ameliyat öncesi anksiyete düzeylerine etkisini belirlemek amacıyla planlandı. Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı türdeki araştı...
Bulaşıcı Olmayan Hastalıkların Patofizyolojisinde Arjininin Rolü
Çoğu kronik olan “bulaşıcı olmayan hastalıklar (BOH) her yıl 41 milyon insanın ölümünden sorumludur ve bu sayı tüm dünyadaki ölüm nedenlerinin %71’ini oluşturmaktadır. Türkiye’de ise 2020 yılında BOH’lardan kaynaklanan...
Avülse Daimi Santral Dişin Replantasyonu: Olgu Sunumu
Avülsiyon ; travma sonucu dişin soketinden tamamen çıkması olarak tanımlanır. Avülsiyon yaralanmalarında; diş pulpası, dişeti, periodontal lifler, alveoler kemik ve sement olmak üzere birçok doku beraber etkilenmek...