Laparotomi yapılan hastalarda brid ileus risk faktörleri ve tedavi yaklaşımlarının değerlendirilmesi
Journal Title: Türk Klinik ve Laboratuvar Dergisi - Year 2017, Vol 8, Issue 4
Abstract
Amaç: Postoperatif yapışıklıklar intestinal obstrüksüyona yol açması, reoperasyon durumlarında abdominal eksplorasyonu zorlaştırması, organ yaralanmalarına sebep olması nedeniyle hem hasta hem de hekimler için önemli bir klinik durumdur. Bu çalışmada brid ileus gelişimine etki eden faktörlerin saptanması ve brid ileusdaki tedavi sonuçlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: 2005-2010 yılları arasında çeşitli nedenlerle laparotomi yapılan hastalar brid ileus gelişimi açısından retrospektif olarak değerlendirildi. Bulgular: Bu çalışmaya laparotomi yapılan 3271 hasta dahil edildi. Apandisit en sık laparotomi endikasyonuydu (%66). 152 hastada (%4,6) postoperatif brid ileus geliştiği tespit edildi. Bunların %88’inin postoperatif ilk 6 ayda, %99’unun da ilk 3 yıl içinde geliştiği görüldü. Yaş ve cinsiyet ile brid ileus gelişimi arasında ilişki yoktu. Vakaların %23’ü kirli vasıfta ameliyatlardı. Temiz, temiz kontamine ameliyatlardan sonra brid ileus gelişme oranı %3,4 iken, kontamine ve kirli ameliyatlardan sonra bu oran %10,9 olarak bulundu. Batın içerisine dren yerleştirilmesinin brid ileus gelişimini etkilemediği saptandı. Ameliyat süresi uzadıkça postoperatif brid ileus gelişme oranının arttığı tespit edildi. Ayrıca ameliyatta Meckel divertikülü gibi ek patolojiler araştırılan hastalarda brid ileus gelişme oranının 3 kat arttırdığı görüldü. Brid ileus gelişen hastaların %61’i nonoperatif-konservatif yollarla tedavi edilirken %39’unda cerrahi girişim gerektiği tespit edildi. Sonuçlar: Çalışmamızda batın içinde uygulanan ek girişimlerin, operasyon süresinin uzun olmasının ve intraperitoneal kontaminasyonun brid ileus gelişimini artırdığı gösterilmiştir. Bu konulara dikkat edilmesinin brid ileus gelişimini azaltabileceği düşünülmüştür. Çocuk yaş grubunda uygun vakalarda konservatif tedavi ile daha yüksek oranlarda başarı sağlanabileceği kanısına varılmıştır.
Idiopatic bone cavity at anterior mandible possibly associated with previous orthodontic treatment
Idiopathic bone cavities (IBCs) are usually an incidental finding, often found in long bones but also in the craniofacial skeleton. Generally, the lesions are asymptomatic and incidentally detected by panoramic radiograp...
Application of cobalt chromium stents in the subclavian arterial disease
Aim: One of the ischemic problems influencing the upper extremities is subclavian artery stenosis. Recently, endovascular management has become a therapy alternative to surgical treatment. This study aims to investigate...
Sigara bırakma polikliniğine başvuran hastaların sosyodemografik özellikleri ve sigara bağımlılık şiddetleri
Amaç: Sigara bağımlılığı çevre ve genetik etkilerin bir arada rol oynadığı karmaşık bir davranıştır. Sigara bırakma hizmetleri açısından Türkiye günümüzde dünyada lider ülkelerden birisi olsa da bu alanda yeterli çalışma...
Nontraumatic spontaneous splenic rupture in the third trimester of pregnancy: a case report
Spontaneous splenic rupture in pregnancy is a rare but life-threatening complication requiring urgent surgical intervention. If it remains unrecognized, it can be fatal for both mother and baby. Herein, we present a case...
Management of difficult intubation in the case with substernal goiter underwent cardiac surgery
Redo thyroid surgery is difficult for several reasons and may be complicated. In some cases airway management can be more difficult unexpectedly. In this situation, special airway devices may be required. Here we present...