Malign Plevral Efüzyonlarda Noninvazif Tanı Yöntemleri Faydalıdır
Journal Title: Acta Medica Ruha - Year 2024, Vol 2, Issue 3
Abstract
Acta Medica Ruha dergisinin 1.3 (2023): 468-473 sayfalarında yer alan Bahar Ağaoğlu Şanlı’nın yazdığı ‘’Plevral Efüzyon Nedeniyle Hospitalize Edilen Kronik Lenfositik Lösemi-Olgu Sunumu’’ başlıklı vaka takdimini ilgi ile okudum. Göğüs cerrahisinde plevral efüzyonlara ilgi duyan bir yazar olarak olgu dikkatimi çekti. Plevral efüzyonlar yaygın ve birçok fizyopatolojiye sahip klinik bir durum olduğu için araştırma gerektiren bir alandır [1]. Yazarın vaka takdiminde plevral efüzyon yönetimi ile ilgili olan tanısal yöntemleri gerçekleştirdiği ancak hastanın cerrahi biopsi için genel durumunun uygun olmaması nedeni ile kör biopsi yapmayı tercih ettiği görülmektedir. Çalışmada plevral sıvıda malign hücre görülmemiş ve kör biopsi sonucunda da malign hücre tespit edilememiş. Yazarın plevral efüzyonların karanlıkta kalmış tarafına mortalite ile sonuçlanan bu olgu ile katkı sağlamasının literatüre dikkat çekici bir bakış açısı kazandıracağını düşünüyor ve yazarı kutluyorum. Günümüzde plevral sıvının aspirasyonu ve sitolojik değerlendirmesi ana tanı yöntemidir. Ancak sitolojik değerlendirme tanı için %60 duyarlıdır. Plevral efüzyonda tümör hücrelerinin varlığı malign plevral efüzyonlarda tanısal değere sahiptir; ancak sıvıda tümör hücresi bulma şansı düşüktür[1]. Çalışmada yapılan plevral biopsi de kör biopsi olduğundan plevradaki patolojik dokuyu bulma olasılığı da yine düşük olacaktır. Bunun yerine tümör belirteçlerini bulma şansı daha yüksektir [2]. Tarafımızdan 2022 yılında yapılan retrospektif çalışmada immatür granülosit düzeylerinin malign plevral efüzyon tanısına katkıda bulunduğu ortaya çıkarılmıştır[1]. Yazarın yaptığı çalışma ile bir kez daha görülmüştür ki malign plevral efüzyonlarda tekrarlayan torasentezlerle bile malign hücre bulma olasılığı düşüktür, her hasta cerrahi biopsi için klinik olarak uygun olmayabilir, malignitelerin bir kısmı pozitron emission tomografisinde düşük 18 –Fludeoxyglucose tutulmu gösterebilir. Bu durumda daha az invaziv olan periferik belirteçlerden de tanıda faydalanılabilir.
Authors and Affiliations
Fatoş Kozanlı
Bilateral Infraclavicular Block in a Pediatric Patient with Hurler Scheie Syndrome: A Successful Approach
Dear Editor, I am writing to share our experience with a pediatric patient diagnosed with Hurler Scheie syndrome who successfully underwent bilateral carpal tunnel surgery under bilateral infraclavicular block. This cas...
Evaluation Of Anxiety In Patients Applying To Anesthesia Out - Patient Clinic
Objective: To determine the effects of demographic factors as age,education, gender, marital status on anxiety level and anxiety levels and reasons of the patients those will be operated electively.Method: A total o...
Role of Dyslipidemia in Postoperative Delirium
Introduction:Postoperative delirium (POD) is a condition characterized by an acute decline in cognitive function and attention, often seen in older adults.Objective:This study aims to investigate the relation...
Physicians' Perceptions Of Euthanasia İn Sense Of Criminal Law
Introduction: The aim of this study was to evaluate physicians' attitudes towards euthanasia, their level of knowledge about euthanasia and their level of knowledge about possible criminal sanctions for euthanasia under...
Primer Açık Açılı Glokomun Medikal Tedavisinin Peripapiller Hemodinamik Üzerine Etkisi
Amaç: Glokom sırasında primer hasar gören optik sinir başının perfüzyonunu arttıran ve ek olarak intraoküler basıncı düşüren ilaçlar optik sinir başınınperfüzyonunu arttırarak progresif optik nöropatinin progno...