Rat Overinde İskemi-Reperfüzyon Üzerine N-Asetil Sistein ve Resveratrol’ün Koruyucu Etkisi
Journal Title: Dicle Tıp Dergisi - Year 2016, Vol 43, Issue 2
Abstract
Amaç: Bu çalışmanın amacı, rat overinde iskemi-reperfüzyona bağlı doku hasarı üzerine N-asetil sistein ve resveratrol’ün etkisini değerlendirmektir. Yöntemler: 42 adet dişi Wistar rat temin edildi. Bu ratlar randomize bir şekilde 6 gruba eşit olarak bölündü (n=7). Oluşturulan gruplar; sham (S), torsiyon (T), torsiyon - detorsiyon (T - D), torsiyon - detorsiyon + salin (T - DT - S), torsiyon - detorsiyon + resveratrol (20 mg/kg) (T - DT - Res) ve torsiyon - detorsiyon + N-asetil sistein (150 mg/kg) (T - DT - NAC) şeklinde işlemlere tabi tutuldu. Sham grubu hariç diğer tüm gruplara iki saat boyunca ovaryan torsiyon işlemi uygulandı. Torsiyon grubu dışındaki diğer tüm gruplara 2 saat detorsiyon prosedürü uygulandı. Salin, resveratrol ve N-asetil sistein gruplarında yer alan ratlara; detorsiyon işleminden yarım saat önce intraperitoneal yoldan 2 ml serum fizyolojik, 20 mg/kg resveratrol ve 150 mg/kg N-asetil sistein uygulandı. Ardından tüm ratlardan oksidatif stres markerları ve tümör nekrotizan faktör alfa (TNF-α) düzeylerinin çalışılması için 2 ml kan örneği ile histolojik inceleme için torsiyone edilen overler çıkarıldı. Histopatolojik değişiklikler ödem, konjesyon, hemoraji, lökosit infiltrasyonu ve follikül dejenerasyonu şeklinde tanımlandı. Bulgular: Histopatolojik hasar skorlamasına göre en az hasar sham grubunda, en fazla ise torsiyon-detorsiyon grubunda olduğu görüldü (1.00±0.81, 11.00±1.15, p<0.001, p<0.001, sırasıyla). Resveratrol ile N-asetil sistein tedavisinin doku hasarını azaltmada etkili olduğu (total hasar skoru ortalaması: (83,85±0,89 ve 3,85±0,89 sırasıyla; p<0.001), buna karşın her iki ilaç arasında histopatolojik hasarın azaltılmasında anlamlı bir farklılığın olmadığı görüldü (p=0,966). Torsiyon-detorsiyon grubunda oksidatif stres düzeylerinin daha yüksek olduğu, resveratrol ile N-asetil sistein tedavisinin ise oksidatif stres düzeylerinde belirgin bir azalmaya neden olduğu saptandı. Ayrıca TNF-alfa düzeylerinin ilaç verilen gruplarda anlamlı ölçüde azaldığı tespit edildi (7,85±2,08 ve 8,68±1,88 sırasıyla; p<0,001). Buna karşın TNF-α düzeylerini azaltmada her iki ilacın da eşit etkinlikte olduğu gözlendi (8,68±1,88 ve 7,85±2,08, sırasıyla; p=0,968). Sonuç: Resveratrol ve NAC tedavisinin ovaryan reperfüzyona bağlı gelişen oksidatif stres ve doku hasarının azaltılmasında etkili olabileceği düşünülmektedir. Her iki ilaç arasında koruyucu etkinlik açısından bir fark bulunmadı. Anahtar kelimeler: İskemi-reperfüzyon, over, N-asetilsistein, resveratrol
Authors and Affiliations
Avni Kılıç, Hacer Uyanıkoğlu , Adnan İncebıyık
Rinolite bağlı pürülan rinore: Olgu sunumu
Rinolit, nazal kavitede yerleşmiş bir nidus etrafında tuzların birikmesi sonucu meydana gelen mineralize kitledir. Hastaların başlıca şikayetleri kötü kokulu burun akıntısı ve burun tıkanıklığıdır. Nadiren şikayet olu...
Totally tubeless percutaneous nephrolithotomy in selected patients with kidney stones
Objectives: Percutaneous nephrolithotomy (PNL) is the first-line treatment for large and complex renal calculi. The aim of this study is to evaluate the outcomes of totally tubeless PNL operations. Methods: Between Oct...
Comparison of supportive treatment and pleurodesis in patients with malignant pleural mesothelioma
Objectives: Malignant Pleural Mesothelioma (MPM) is a poor prognosis cancer that affects pleura. This study was designed for examination of the differences between MPM patients which who were received only supportive...
Management of Femoral Shaft Fractures with Elastic Titanium Nails in Pediatric Patients
Objective: The aim of this study was to evaluate the functional and radiological results of the application of intramedullary fixation with elastic titanium nails in unstable femoral fractures and to determine the fac...
Kortikal gelişim bozukluğu ve epilepsi: Çocuklarda klinik, EEG ve nörogörüntüleme bulguları
Amaç:Bu çalışmada kortikal gelişim bozukluğu olan çocuklarda klinik özellikler ve tedavi bulguları arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yöntemler:Kortikal gelişim bozukluğuna sahip 40 hastanın EEG bulgu...