Yara örneklerinden izole edilen mikroorganizmalar ve antimikrobiyallere duyarlılıkları (Microorganisms which isolated from wound samples and their antimicrobial susceptibilities)
Journal Title: Turk Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisi - Year 2017, Vol 74, Issue 4
Abstract
Amaç: Yara enfeksiyonları, morbidite ve mortalitesi yüksek önemli bir sağlık problemi olmaya devam etmektedir. Ekonomik kayıpları ve artan antimikrobiyal direnç gelişimini engellemek amacıyla, bu enfeksiyonların erken tanınması, uygun ve etkili şekilde tedavi edilmesi daha önemli hale gelmiştir. Bu çalışmada, hastanemizde çeşitli kliniklerde yatarak takip edilmekte olan hastalardan alınan yara sürüntü örneklerinden izole edilen etken mikroorganizmalar ve antimikrobiyal duyarlılıklarının belirlenmesi ve kayıt altına alınması amaçlanmıştır. Yöntem: Laboratuvarımıza gönderilen yara sürüntü örneklerinin rutin besiyerlerine ekimleri yapılmış ve Gram boyalı preparatları değerlendirilmiştir. Kültürde üretilen izolatların tanımlama ve antibiyotik duyarlılık testleri otomatize VITEK 2 (bioMerieux / France) sistemi ile yapılmıştır. Bulgular: Çalışmamızda 01.01.2010 - 31.12.2015 tarihleri arasında gönderilen 6.998 hastaya ait 8.433 yara sürüntü örneği retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Toplamda 1.201 hastaya ait örneklerden izole edilen 1.311 mikroorganizma etken olarak kabul edilmiştir. Cerrahi, yoğun bakım ve dahiliye kliniklerinde en sık izole edilen etken Acinetobacter baumanii iken ikinci sırada Pseudomonas aeruginosa ve üçüncü sırada Escherichiae coli gelmektedir. Yanık kliniğinde ise en sık izole edilen etken P. aeruginosa olmuş, bunu A. baumannii ve Staphylococcus aureus izolatları takip etmiştir. A. baumannii ve P. aeruginosa izolatlarına en etkili antimikrobiyaller kolistin ve aminoglikozidler tespit edilmiştir. Enterobacteriacea izolatları arasında genişlemiş spektrumlu beta laktamaz oranı %11-50 arasında değişirken bu suşlara en etkili antimikrobiyaller karbapenem ve aminoglikozidler olarak belirlenmiştir. S. aureus izolatları arasında metisiline direnç oranı %21-29 arasında değişirken, glikopeptidler ve kinolonlar bu bakteriye en etkili antimikrobiyaller olarak tespit edilmiştir. Sonuç: Çalışmamızda, hastanemizde yara kültürlerinde, gram negatif mikroorganizmaların gram pozitiflerden daha sık etken olarak izole edildiği belirlenmiştir. Etken mikroorganizmaların çoğunda birden fazla antibiyotik grubuna direnç olduğu izlenmiştir. Hastanelerde, farklı kliniklerden gönderilen yara kültürlerinden izole edilen etkenlerin ve antimikrobiyal duyarlılıklarının belirlenmesi, hastane enfeksiyonlarının sürveyansı, ampirik tedavilerin doğru seçilmesi ve antibiyotik politikalarının belirlenmesi açısından önemlidir. Bu sonuçlardan yola çıkılarak antibiyotik dirençlerinin hastanede kliniklere göre izlenmesine ve antibiyotik seçiminde yol gösterici olması için verilerin periyodik olarak kliniklere bildirilmesine karar verilmiştir. Objective: Wound infections have continued to be a considerable health problem which has high morbidity and mortality. In order to prevent ecconomic looses the development of increases antimicrobial resistance early diagnoses of this infections has become more important to treat it appropriately and effectivelly. In this study, it was aimed to investigate causative microorganisms and their antimicrobial susceptibilities which were isolated from wound swab cultures in hospitalized patient from various clinics. Methods: Samples of wound swab which were sent to our laboratory have been inoculated on routine media and it was evaluated Gram stained preparation. Identification and antimicrobial susceptibility test of isolates were performed by VITEK 2 ( bioMerieux/France ) automated system. Results: In our study, 8,433 wound swab samples which were collected from 6,998 patients in between 01.01.2010 and 31.12.2015 were evaluated retrospectively. A total of 1,311 causative microorganism were isolated from 1,201 patients’ wound swabs. Acinetobacter baumanii was the most common isolated microorganism from surgical clinics, internal medicine clinics and intensive care units followed by Pseudomonas aeruginosa which is second rank and Escherichiae coli which is second third. In the burn clinic the most frequently isolated factor was P. aeruginosa followed by a A. baumannii and Staphylococcus aureus. Colistin and aminoglycosides were the most effective antimicrobials to A. baumannii ve P. aeruginosa isolates. Extended spectrum betalactamase rates among Enterobacteriaceae were 11-50 %, and the most effective antimicrobials were identified in this strains as carbapenems and aminoglycosides. Methicillin resistance rate were 21-29 % among S. aureus isolates. Glycopeptides and quinolones have been identified as the most effective antimicrobials to this bacteria. Conclusion: In this study, it was shown that Gram negative microorganisms were isolated more frequently than Gram positive bacteria from wound cultures in our hospital. It was observed that the majority of the causative microorganisms were resistant to more than one antibiotic groups. Determination of antimicribial susceptibilities and factors isolated from wound cultures which is sent from diffrentclinics in hospitals is important in terms of surveillance of hospital infections, the correct choice of emprical treatments and determination of antibiotic policies. Based on these results, it was decided that data sholud bereported periodically to the clinics has to monitor antibiotic resistance in view of clinics in the hospital and to guide the selection of antibiotic.
Authors and Affiliations
Gamze ALTAN, İpek MUMCUOĞLU, Gülşen HAZIROLAN, Dilek DÜLGER, Neriman AKSU
Antibiotic resistance and metallo-beta-lactamase positivity in carbapenem-resistant non-fermentative Gram negative bacilli (Karbapenemlere dirençli non-fermenter Gram negatif basillerde antibiyotik direnci ve metallo-beta-laktamaz pozitifliği)
Objective: Antibiotic resistance in Gram negative bacteria is an increasing problem worldwide and a challenging issue for the physicians in both nosocomial and community-acquired infections. Infections caused by metallo-...
Environmental risk assessment under the pollutants exposure with using four lichen species and molecular assay in cement plant, Aşkale-Erzurum (Turkey) (Aşkale-Erzurum Çimento fabrikası etrafında kirleticilere maruz kalmış dört farklı liken türü kullanılarak yapılan moleküler boyutta çevresel risk değerlendirmesi)
Objective: The aim of the study is to determine the genotoxic effects of various environmental pollutants around cement factory in Aşkale-Erzurum. It was studied four lichen species which include Pseudevernia furfuracea,...
Hastanemizde üç yıllık süreçte kan kültürlerinden izole edilen Candida albicans ve non-albicans Candida türlerinin etken olduğu kandidemilerdeki risk faktörlerinin irdelenmesi * (Evaluation of risk factors in candidemias caused by Candida albicans and non-albicans Candida species, isolated from the blood cultures for three years period in our hospital)
Amaç: Candida türlerinin etken olduğu kan dolaşım enfeksiyonları, hastanede yatan hastalarda morbidite ve mortaliteyi artıran en önemli nedenlerden biridir. Fungusların etken olduğu kan dolaşım enfeksiyonları içerisinde...
Antinükleer antikor-hep-2 (ANA) testinin tarama titresi için pozitiflik değerinin belirlenmesi (Determination of cut off level for screening titer of antinuclear antibody-hep-2 test (ANA))
Amaç: ANA sağlıklı kişilerde pozitif gözlenebilmekte ve dilüsyon titresi arttıkça sağlıklı kişilerde görülme sıklığı azalmaktadır. Son yıllarda, dünyada 1:160 tarama titresinin kullanımı yaygınlaşmaktadır. Özellikle CDC...
Hitit Üniversitesi Çorum Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde lenfadenopati ön tanılı olguların Toksoplazmoz açısından irdelenmesi (Investigation of Toxoplasmosis in patients prediagnosed as lymphadenopathy in Hitit University Corum Training and Research Hospital)
Amaç: Sağlıklı insanlarda genellikle asemptomatik seyreden toksoplazmozun en sık görülen semptomatik formu lokalize lenfadenopati (LAP)’dir. Bu çalışmada LAP ön tanısı ile başvuran hastaların toksoplazmoz açısından irdel...