Kenesarı İsyanı (1837-1847)

Journal Title: Tarih ve Gelecek Dergisi - Year 2017, Vol 3, Issue 3

Abstract

XVII. yüzyılın ikinci çeyreğinde Türkistan’da Kazakların yaşadığı bölge üç büyük Hanlığa bölünmüş şekilde yönetilirken iç çatışmalar ve dış baskılar sonucunda Çarlık Rusya hükümetinin himayesini kabul etmek zorunda kalmıştır. Türk Hanedanları XVIII. yüzyılın başlarına kadar Çarlık Rusya’ya bağlı kalarak Hanlıklarını yönetmişlerdir. Fakat Çarlık Rusya, 1822’de Kazak halkı statüsü ve yaşam tüzüğü çıkartmıştır. Çarlık Rusya bu kurallara göre Türkistan’ı yönetmek ve Türkistan’ın Kazak Türklerinin yaşadığı coğrafi bölgesini tamamen himaye altına almak istemiştir. Kazak Hanlıkları artık eskisi gibi Çarlık Rusya’ya bağlı şekilde ülkelerini yönetme imkanları ellerinden alınması, Çarlık Rusya hükümetinin Kazak coğrafyasını üst olarak kullanması, Kazak topraklarında kale inşa etmeleri, Kazak halkın topraklarına el koyması ve en önemlisi de milli bağımsızlıkları ellerinden alınması isyan etmelerine neden olmuştur. Çarlık Rusya hükümetine karşı en önemli direnişi veren kişi Orta-Cüz Hanlığın Sultanı olan Abılay Han’ın torunu Kenesarı Han’dır. Çarlık Rusya’nın sömürgecilik faaliyetlerine karşı çıkan Kenesarı Han, Orta-Cüz’ün lideri olarak kendi safında Cüzleri birleştirmiş, milli kuvvet adını verdiği askeri teşkilat kurmuş, bir devlet gibi yönetmenlikler ve reformlar yaparak Çarlık Rusya’ya karşı milli bağımsızlık savaşı yapmıştır. 1842-1845 yılları Kenesarı Han’ın Çarlık Rusya’ya, Ağa Sultanlara, Beylere ve bazı Kazak Hanlıklarına karşı başarılı olduğu dönem olmuştur. 1845-1847 yılları ise Kenesarı Han’ın kan kaybettiği ve isyanın bastırıldığı dönem olmuştur. Kenesarı Han isyanının bastırılması ve öldürülmesi ise Kırgız Hanı Ormon Han tarafından gerçekleştirilmiştir.

Authors and Affiliations

Yunus Emre Tansü, Ali Özdemir

Keywords

Related Articles

Birinci Dünya Harbinde Romanya’nın Savaş Diplomasisi

Ercüment Kuran I. Dünya Harbi’ni, “1914-1918 yılları arasında dünyanın çeşitli kıtalarında birçok devletin iki gruba ayrılarak yaptığı o zamana kadar benzeri görülmemiş büyük savaş” şeklinde niteler. Birinci Dünya Harbi’...

Osmanlı Devleti'nin Gayrimüslim Tebaaya Yaklaşımında Dönemsel Değişimler

Osmanlı Devleti dinin, geleneklerin ve yönetici kesimdeki dünya algısının tezahürleri olarak tebaasının refahı ve çeşitli dini grupların barış içinde yaşaması için gerekli tedbirleri almıştır. Kuruluş devrinden itibaren...

Müştak-ı Bitlisî’nin Divan’ında Yer Alan Farsça Şiirlerde Tasavvuf Unsurları Ve Kişiler

Bu makalede XVIII. yüzyılın ikinci yarısı ile XIX. yüzyılın ilk yarısında Bitlis’te doğan önemli bir mutasavvıf olan Müştak-ı Bitlisî’nin “Divan-ı Müştak Baba” adlı eserinde şimdiye kadar çevrilmemiş Farsça şiirleri “tas...

Kavramsal Olarak Diaspora, Ermeni Diasporası Ve Lübnan Ermeni Diasporası

Diaspora, anavatan ve milliyetçilik birbiriyle çakışan, çelişkili ve tartışmalı kavramlar olarak ortaya çıkmaktadır. Buradaki ana etken bu kavramların Ermeni Diasporası algısında neyi çağrıştırdığıdır. Her biri kavrams...

XI. Yüzyıl Ortalarından Moğol İstilasına Kadar Tikrit

X. yüzyılda, orta ölçekli, gelişmiş bir yer olan Tikrit, bu yüzyılın ortalarına kadar İslâm coğrafyacıları tarafından el-Cezire Bölgesi’nin sınırları içerisinde değerlendirilirken, Makdisî ile birlikte, Irak sınırları dâ...

Download PDF file
  • EP ID EP283469
  • DOI 10.21551/jhf.360131
  • Views 71
  • Downloads 0

How To Cite

Yunus Emre Tansü, Ali Özdemir (2017). Kenesarı İsyanı (1837-1847). Tarih ve Gelecek Dergisi, 3(3), 208-220. https://europub.co.uk/articles/-A-283469