Uygur Türklerinde Ölüm İle İlgili İnanış ve Adetler
Journal Title: Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi - Year 2013, Vol 2013, Issue 2
Abstract
Bilindiği gibi, ölüm insanın fiziki dünyadan metafizik dünyaya geçişini sağlayan bir olgudur. İnsan öldükten sonra metafizik dünyada ruh/ervah olarak yaşamaya devam eder. Ölenin öbür dünyaya rahat geçmesi ve orada huzurlu yaşaması için örf ve adetlere, dini kurallara uygun bir şekilde uğurlanması ve defnedilmesi gerekmektedir. Ölümle ilgili örf adetlerin tespiti ve sistematiğinin incelenmesi bu bağlamda büyük önem arz eder. Türklerdeki ölüm, ölü ve ruhla ilgili uygulama, inanç ve adetlerin geçmişini Çin kaynaklarından ve Orkun Yazıtlarından takip edebilmekteyiz. Eski Türklerde ölüm ruhun bedeni terk etmesiyle meydana gelir. Ruh, ölüm anında kuş olarak uçup gider. Ölü yuğ/cenaze töreniyle defnedilir. Yoğçı / sığıtçılar yas tutarlar. Ölen için yuğ/ölü aşı verilir. Bu temel şema bugün de pek fazla değişmiş değildir. Ancak farklı din ve kültürlerin etkisiyle bazı biçimsel değişiklikler söz konusu olmuştur. Uygurlar, geçmişten günümüze en çok din değiştirmiş Türk boylarından birisidir. Dolayısıyla Uygur Türklerinin kültürü çok katmanlı senkretik bir özelliğe sahiptir. Bu özellik Uygur Türklerinin ölüm olgusu etrafında oluşan örf ve adetlerinde de açıkça görülmektedir. Bu örf ve adetler, genelde diğer Türk boyları arasındaki örf ve adetlerle benzerlik göstermekle birlikte, özelde kendine has bazı hususiyetlere de sahiptir. Ölenin ardından yüksek sesle ağlanması, beyaz kuşak ve beyaz başörtüsünün yas işareti olarak kullanılması, mezar başında çırağ ve ateş yakılması, mezara koç boynuzu, dağ keçisi boynuzu, at kafası konulması, çaput bağlanması, mezarın beşik biçiminde yapılması, "üç nezir", "yette nezir", "kırkı nezir", "yıl nezir" adları altında ölü aşı/yemeği verilmesi, yağ koklatılması, ölen için Kur'an okunup dua edilmesi gibi hususlarda bu genel ve özel durumu gözlemlemek mümkündür. Bu makale, Uygur Türklerindeki ölüm, ölü, ruh/ervahla ilgili oluşan inanış ve adetlerin genel ve özel durumları hakkındadır.
Authors and Affiliations
Adem Öger, Alimcan İnayet
KLASİK UYGUR EDEBİYATININ SON HALKALARINDAN HÜSEYİNHAN TECELLÎ
Türk boyları içinde kadim bir uygarlığa sahip olan Uygur Türkleri, İslam öncesi dönemlerde olduğu gibi, İslam Dinini kabul ettikten sonra da Türk ve İslam medeniyetine büyük katkılar sunmuştur. Türkistan coğrafyası Karah...
TÜRKİ CUMHURİYETLER ARASINDA ENTEGRASYON SÜRECİNİN GELİŞİM BAŞARISI
Bu makalede, sosyalist sistemin çökmesinden sonra, bağımsızlığını kazanan Türk cumhuriyetlerinin sosyo-kültürel ve ekonomik ilişkileri ele alınmıştır. Türkiye, Azerbaycan, Kırgızistan, Türkmenistan, Kazakistan ve Özbekis...
KAYAN BİR YILDIZIN ARDINDAN NAĞMELER: ABDUREHİM TİLEŞUP ÖTKÜR’ÜN ÖLÜMÜ ÜZERİNE YAZILAN ŞİİRLER
Türk dünyasında edebi kimliği ve eserleri ile öne çıkan bazı önemli isimler bulunmaktadır. Bu isimlerden biri de çağdaş Uygur edebiyatının yetiştirdiği önemli yazar, şair ve araştırmacılardan biri olan Abdurehim Tileşup...
Başlanğuçta Ana Tilni Aldida Ögitiş Zörürliginiñ İlmiy Asasliri
Çin hükümeti 1992 yılında Uygur bölgesinde “çift dilli eğitim” politikasını uygulamaya koydu. Ondan sonra bu politika gittikçe güçlendirilerek günümüze gelindiğinde Uygurca eğitim dili olmaktan çıkarıldı. Bugün Uygur çoc...
Türkiye Türkçesindeki –sA Eki ile Yeni Uygur Türkçesindeki –sA Ekinin Karşılaştırılması
-sA ekinin temel işlevi şart ve dilek bildirmektir. –sA eki bu temel işlevlerin dışında ihtimal, karşılaştırma gibi anlamlar da bildirir. -sA ekinin Türkiye Türkçesi ve Yeni Uygur Türkçesinde birbiriyle paralel kullanıml...