Medical errors are transformed into consumer rights
Journal Title: Ege Tıp Dergisi - Year 2014, Vol 53, Issue 3
Abstract
Sayın Editör, Sağlığın uluslararası evrensel etik ilkeler açısından bir hak olduğu gerçeğinin yıllardır yadsınarak, adeta bir hizmet şeklinde yürütülmeye devam etmesi beraberinde pek çok sorunu getirmektedir. Aynı şekilde Türkiye’de son on yılda Sağlıkta Dönüşüm Projesi kapsamında sağlık hizmeti vurgusunun ön plana çıkmasıyla, hak ile hizmet arasındaki farkın ayırt edilemez bir noktaya geldiği görülmektedir. Hizmet dediğimiz zaman, bunun nitelik ve niceliğinin de değerlendirilmesi söz konusu olmaktadır. Burada belirleyici rolü olan hastanın sağlık hakkını hizmet şeklinde almasından doğan sıkıntılar, konunun hukuki boyutunun daha ön plana çıkmasına neden olmaktadır. Basına akseden son haberlere göre, ülkemizde serbest çalışan veya özel hastanelerde görev yapan hekimler ile hastalar arasındaki hizmet ve tedavi kusurundan doğan hatalara ilişkin davaların Tüketici Mahkemeleri tarafından bakılmasının gündeme gelmesi bunun bir sonucudur (1). Haberde Kasım 2013’ün sonuna doğru Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun (2) kapsamına tıbbi müdahalelerden doğan anlaşmazlıkların da girmeye başlayacağı ifade edilmektedir. Bu sayede hak kaybına uğradığını iddia eden bir hastanın dava açma süreci kolay ve hızlı hale gelecek, özel hastaneler ile bağımsız çalışan hekimler tarafından yerine getirilen tıbbi müdahaleler vekalet ve eser sözleşmesine dayalı bir niteliğe bürünecektir. Böylece tıbbi ve cerrahi girişimler sonucunda belli miktarların üzerindeki anlaşmazlıklarda (2000-3000 TL) Tüketici Mahkemeleri yetkili olacak, bu mahkemelerde açılan davaların harçtan muaf ve genel mahkemelere göre başvurunun kolay, tüketici hakkını korur nitelikte olması sebebiyle hasta lehine bir durumun oluşmasının önü açılabilecektir. Kamu hastanelerinde uygulanan tıbbi uygulamalardan kaynaklanan hatalarda ve buna bağlı anlaşmazlıklarda ise bir hizmet kusuru varsa idare aleyhine İdare Mahkemesine dava açılması (3), idarenin zararı tazmin ettikten sonra bunu kusuru ortaya çıkaran sağlık personeline yansıtması söz konusu olabilir.Bu durumda eğer sadece sağlık personeline ait bir kusur varsa, o sağlık personeli hakkında Asliye Hukuk Mahkemesine başvurulması lazımdır. Hasta Hakları Yönetmeliği ile hastalara tanınmış olan hakların yanı sıra hukuki açıdan da yeni bir dönemin başlamasını sağlayabilecek bu düzenlemenin, özellikle özel ve serbest çalışan hekimlerin mesleki çalışma koşulları üzerinde olumsuz etkileri olacaktır. Bu sayede hekimlerin gerek Hipokrat Yemini gerekse de Tıbbi Deontoloji Tüzüğü ile (4) hastalarına karşı göstermeleri gereken özen ve sorumluluk yükümlülüğünün yerini daha defansif ve daha güvensiz bir anlayışa bırakması söz konusu olabilir. Bu gelişme her ne kadar serbest çalışan veya özel hastanelerde, kurumlarda görev yapan sağlık çalışanlarını ilgilendiriyor gibi gözükse de, zamanla bunun yaygınlaşması ve kamuda görev yapan sağlık çalışanlarını da kapsaması gündeme gelebilir. Peki, etik açıdan amaç ne olmalıdır? Tıp mesleğinin uygulanmasını güçleştirmek mi, yoksa bundan soğutmak mı? Sağlığın öncel bir kavram olduğunu sorguladığımızda, hukukun sağlık üzerinde oluşturacağı gerilim boyutlarının azaltılmasını, tıbbın etik ilkelerle var olan, hukuki düzenlemelerle işleyişini düzgün sürdüren bir alan halinde kalmasını desteklemek en doğru yaklaşımdır kanısındayız. Esas itibariyle etik bir metin olan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 25. maddesinde de (5) vurgulandığı üzere, sağlık bir hak olarak algılanmalı ve ülkeler tarafından bu hakkı ücretsiz sağlamak için çalışmalar başlatılmalıdır. Bu sayede hasta ile sağlık çalışanı arasındaki paraya dayalı maddi unsur ortadan kalkacak ve hatalı tıbbi uygulamaların önüne geçilmesinde önemli bir adım atılmış olacaktır.
Authors and Affiliations
Ç Üstün, N Demirci
Postoperatif pulmoner komplikasyonları öngörmede yaşam kalitesinin önemi
Amaç: Abdominal cerrahilerde postoperatif pulmoner komplikasyonlar (PPK), morbitide ve mortalitenin önemli bir nedenidir. Ayrıca hastanede yatış süresini uzatan önemli bir faktördür. Preoperatif değerlendirme, komplikasy...
Aneurysmal bone cyst of petrous bone associated with sixth cranial nerve palsy and fatal outcome
Aneurysmal bone cysts are benign but locally aggressive bone tumors often located in vertebrae, long tubular bones and flat bones. A small percentage of aneurysmal bone cysts arise from the skull base. We aimed to presen...
Ultrasound-guided removal of cut intravenous cannula
The most common invasive intravascular procedure is the placement of the intravenous cannula. The use of peripheral venous cannulas may lead to a number of complications that may increase hospital stay, increase the cost...
Treatment of a pelvic mass developed secondary to imperforate hymen by hymen sparing surgery
Imperforate hymen is the most seen Mullerian canal anomaly and commonly diagnosed at adolescent period. Our case was diagnosed during evaluation of a pelvic mass by detailed clinical history and physical examination. Hym...
Does midazolam affect postoperative nausea and vomiting?
Aim: Postoperative nausea and vomiting (PONV) is one of the complications in a prolonged length of stay in postoperative care unit and hospital and thus, affects postoperative morbidity. We aimed to compare the effects o...